Modern Dünyamızın Büyüleri

İnsanların genel davranış ve yargıları hakkında kafa yormak oldukça güzel noktaları yakalamamızı sağlayabiliyor. Güzel noktaların yanında insanların kötü niteklikleri de bir güzel açığa çıkıyor. Şimdi gündelik hayat tesbitlerimden önemli birinden bahsedeceğim. Fantastik (büyülü, cinli, perili) filmlerde ya da mitolojik hikayelerde insanların hep erişmek istediği üstün nitelikler vardır. Mesela uçmak, uzaktaki birilerini görmek, ya da elinden kıvılcımlar atarak sağı solu harabetmek, hatta elinden ateş çıkarıp istediği yeri yakmak gibi. Mitolojik hikayeleri geçtim hala filmlerde bu nitelikteki insanlar olağanüstüymüş gibi bize sunuluyor. Oysa bu niteliklerin hepsine fazlasıyla sahibiz. Sırayla açıklayayım. Uçma kısmı mesela, uçağa binen herkesin hem de çok çok daha hızlı bir şekilde yapabileceği bir eylemdir. Bu durumu basite indirgemiye çalışmıyorum sadece uçmanın mantıklı bir açıklaması olduğu zaman ve bunu herkes yapabildiği zaman büyüsünü yitirdiğini belirtiyorum. İlla ki tamamen mantık dışı bir şekilde ayaklarımızın yerden kesilip bu et yığını bedenimizin yükselmesini bekliyorsak daha çok bekleriz. Ya kanat çırpma, ya itici motor, ya da manyetik bir motor her neyse mutlaka bir enerji lazım. Kıvılcımlar olmasa da mermi atarak hatta lav silahı kullanarak mitolojik hikayelerdeki büyücülerin dudaklarını uçuklatabilriz. Uzakları görmek zaten en kolayı, malum görüntü ve iletişim teknolojisi her türlü görüntüyü milisaniyeler içerisinde iletme imkanı veriyor. Sonuç olarak, mantıklı bir izahı olunca ya da herkesin bu olağanüstü dediklerini yapabilme olanağı olunca artık bunlar anlamını yitiriyor. Ama insanlar hayallerine ulaşmak için çok çaba sarfetmişler, bu gerçeği de görmek lazım. Hep fantezilerinde düşlediği uçmayı bu gün sıradan insanına bile sunmuş, belki gerçekleşebileceğini bile tahmin etmediği uzakları görmeyi hayatın bir parçası yapmış. Silah kısmı pek hayırlı işlerde kullanılmasa da ateşin kontrollü bir şekilde evlerde kullanılması (yemek, ısıtma, banyo vs.) oldukça faydalı.

Geçmişteki insanların bu hikayelere şaşırmasına ya da bunları hayranlıkla karşılamasına lafım yok ama günümüz insanı zaten sahip olduklarını hep küçümsüyor. Çünkü, artık daha büyük hayallerimiz var ışınlanmak istiyoruz hem de evrenin bir diğer ucuna. Bir dokunuşla yaralarımızın iyileşmesini bekliyoruz, genetik mükemmelleştirilmiş bebeklerimizin olabileceğini hayal ediyoruz. Ya da genlerimizle azıcık oynanıp ölümsüzleşmeyi, ebediyen de genç kalmayı düşlüyoruz. Hatta bu bedenden dahi kurtulmayı göze almışız. Bilincimizin başka bir aygıta ya da canlıya transferi mümkün olsa, dış iletişimimizi daha iyi sağlayan, daha dayanıklı ve bize, çevremizi daha iyi tanıma imkanı sunan yeni bedeni hemen kabul edeceğiz.

İnsanlar hep hayallerini gerçekleştirmek için yaşamış hem birey hem de toplum olarak. Bunlara ulaştıkça, ulaştığını bile anlamadan daha da büyük daha da kusursuzuna doğru hiç durmadan çalışmaya devam ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.